24 Şubat 2008 Pazar

Virginia Woolf

Oysa, yine de saat altı olunca, onaylanmayı bunca istediğim için törenlere karşı hep böylesine titizlik gösterdiğimden kapıcıyı selamlamak için şapkama dokununca ve boğazıma dek düğmelerimi iliklemiş, çenelerim morarmış, gözlerim sulanarak rüzgara karşı eğilip selam verdiğimde, küçük bir sekreterin dizlerime sarılıp yatmasını istiyorum; en sevdiğim yemeğin ciğer ve domuz kızartması olduğunu düşünüyorum; böylece sık sık içki evlerine rastgelinen, gelip gecen gemi gölgelerinin düştüğü ve kavgacı kadınların bulunduğu ırmak kıyısına, dar sokaklara yöneliyordum.
Ama aklımı başıma toplayarak kendi kendime, Bay Prentice dörtte, Bay Eyres dört buçukta diyorum. Balta kütüğe inmeli, meşe ortasına dek yarılmalı. Yeryüzünün ağırlığı benim omuzlarımda. İşte kalem kağıt, tel sepetteki mektupların üzerine imzamı atıyorum, ben, ben, ve yine ben.

Hiç yorum yok: